Aves

  1. Anasayfa
  2. Aves

Aves

Aves /Kuşlar


Yumurta ve kümes hayvanları, insanların diyetlerinin önemli bir bölümünü oluşturur. Benzer şekilde yastık, yorgan veya kuş tüyü gibi tüylerden yapılan ürünler de yaygın olarak kullanılmaktadır. Ülkeyi kasıp kavuran tüylü dostlarımız için artan bir farkındalık ve artan bir tutku var. Yabani kuşları beslemenin popülaritesi aslında birkaç yaygın ötücü kuşun menzilini değiştirdi. Ek olarak, hindi ve tavuk etinin düşük yağ içeriği ve Amerika'nın kilo vermeye olan hayranlığı nedeniyle kümes hayvanları endüstrisi hızla büyüyor. Ve başka hangi hayvan, Şükran Günü'ndeki hindi kızartma geleneği gibi ona adanmış bir gün geçiriyor? Kuşlar açıkça hayatımızın önemli ve özel bir parçasıdır.

Ama onları bu kadar benzersiz kılan nedir? Diğer büyük organizma sınıflarındaki hayvanlardan farklılıkları nedir? Ve asıl en önemlisi, bizden farklılıkları nedir?

Hayvan Krallığında Pozisyon

Kuşlar, alt filum Vertebrata, filum Chordata'nın Aves sınıfını oluşturur. Aves Sınıfı 28 takım, 163 aile, 1.975 cins ve yaklaşık 10.000 tür içerir. Dağılımları açık okyanuslar da dahil olmak üzere dünya çapında. Dünyadaki kuş türlerinin çoğu bilim tarafından bilinse de, her yıl hala bir avuç yeni kuş keşfediliyor. Bu nadir kuşların çoğu dünyanın uzak bölgelerinde bulunur.

Kuşların, yaklaşık 208 milyon yıl önce Jura döneminde yaşamış iki ayaklı, kertenkele benzeri sürüngenlerden geldiğine inanılıyor. Kuşların, yumurtlama alışkanlıkları, gagalarında ve bacaklarında pul bulundurmaları ve birçok iç yapısal düzenleri gibi sürüngenlere hâlâ pek çok benzerliği vardır.

Omurgalıların en yüksek üç sınıfı - sürüngenler, kuşlar ve memeliler - büyük ölçüde embriyosu amniyon adı verilen koruyucu bir zarla çevrelenmiş bir yumurtanın evrimi yoluyla üremelerini karasal yaşama uyarladılar. Bu nedenle bu üç sınıf, "amniyota" veya "amniyotlar" adı altında gruplandırılmıştır. Tüm hayvanlar arasında yalnızca kuşlar ve memeliler, tüm habitatlarda ve her mevsimde enerjik aktiviteyi mümkün kılan yüksek, sabit sıcaklık veya homeotermizm’i geliştirmişlerdir. Bu gelişmeler, diğer tüm ilerlemelerden çok, bu iki sınıfı baskın omurgalılar yapan şeydir.

Kuşlar, onları diğer tüm organizma sınıflarından ayıran sayısız özelliğe sahiptir. Kuşların hepsi uçmasa da, bu özelliklerin büyük bir kısmı uçuşa olan şaşırtıcı adaptasyonlarını tamamlar.

Tüyler

Tüm kuşların tüyleri vardır, bu tüylere yaşayan veya nesli tükenmiş başka herhangi bir hayvanın sahip olduğu bilinmemektedir. Bir tür içinde tüy sayısı nispeten sabittir, ancak kuşlar kışın yazın olduğundan daha fazla tüyleri olma eğilimindedir. Daha küçük kuşlarda, daha az toplam tüy olmasına rağmen, büyük kuşlara göre yüzey inç kare başına daha fazla tüye sahip olma eğilimindedirler. Örneğin, nispeten küçük bir yüzey alanına sahip yakut boğazlı bir sinek kuşunun yaklaşık 940 tüyü varken, çok daha büyük bir yüzey alanına sahip bir Kanada kazı 33.000 tüye sahiptir.

Tüyler, sıcaklık, korunma, uçuş, kur için çekici süslenme ve cinsiyetin tanınması gibi birçok amaca hizmet eder. Tüylerin ısı yalıtım değeri o kadar olağanüstü derecede etkilidir ki, kuşların Antarktika'nın başka herhangi bir hayvan için çok soğuk olan kısımlarında bile yaşamasına izin verir.

Ağırlıklarına göre tüylerin günümüz havacılık endüstrisinde kullanılan en iyi insan yapımı malzemeler kadar güçlü olduğu tahmin edilmektedir. Esneklikleri, her büyük kanat tüyünün geniş arka kenarının, kanadın her aşağı inişinde yukarı doğru bükülmesine izin verir. Bu, bir pervane kanadına eşdeğer bir adım üretir, böylece her kanat atışı hem kaldırma hem de ileri itme sağlar.

Kasıtlı olarak tüylerini yutan kuşların iyi belgelenmiş hikayeleri vardır. Örneğin batağanlar, yüzlerce tüy tüketirler. Boynuzlu veya alaca gagalı batağanların mide içeriğinin yüzde ellisi tüy olabilir. Bu garip davranışın bir amacı var gibi görünüyor. Bilim adamları, öncelikle balık yiyen kuşlarda taşlığın hareketinin, yutulan kemikleri ezmek için yetersiz olduğuna inanıyor. Tüylerin, keskin balık kemiklerini doldurarak ve sindirim sürecini yavaşlatarak mideyi koruduğu ve böylece kemiklerin bağırsağa geçmek yerine çözüldüğü düşünülmektedir. Bu inanç tüm batağanların arasında en az balığı tüketenin, midesinde de en az miktarda tüy biriktirdiği gözlemiyle desteklenmektedir. Tabi ki bu hipotezi test etmek için ek çalışmalara ihtiyaç vardır.

Kemiklerin Füzyonu ve Azaltılması

Kuş kemikleri büyük ölçüde kaynaşmıştır ve bu nedenle sayıca azalmıştır. Kuşların dişleri veya ağır çeneleri yoktur. Tek bir kemiğe sahip olan memelilerin aksine, kuşların alt çenesi beş küçük kaynaşmış kemikten oluşur. Ek olarak, pektoral, pelvik kuşak ve omurgadaki kemikler, kanat ve kuyruğun uçuş kasları, uzuvları ve büyük uçuş tüyleri için katı bir çerçeve görevi gören bir birleşiktir. Kuşların kuyruk omurları yoktur. Üst uzuvlar, karpal ve metakarpal kemiklerde yoğun füzyon gösterir. Parmak kemikleri hem boyut hem de sayı olarak küçültülmüştür; ikisi tamamen kayıp ve diğer üçü birbirine kaynaşmış durumda. Kuşlardaki ayak bileği ve ayak kemikleri de kaynaşmış ve sayıca azalmıştır.

İçi Boş, İnce Kemikler

Çoğu kuşun vücudunun ana kemikleri ince ve içi boşken, diğer hayvanların çoğu daha yoğun, daha sağlam kemiklere sahiptir. Örneğin, güvercin iskeleti toplam vücut ağırlığının sadece yüzde 4'ünü oluştururken, sıçan gibi benzer büyüklükteki bir memelinin iskeleti, toplam vücut ağırlığının neredeyse yüzde 6'sını oluşturur.

Kuş iskeleti ince ve hafif olmasına rağmen aynı zamanda çok güçlü ve esnektir. Çoğu kuş iskeleti, hava akrobasisinin büyük ve ani baskılarına maruz kaldığı için bu çok yararlıdır. İlginç bir şekilde, bazı büyük, süzülen kuşlardaki kanat, bacak ve kafatası kemikleri, uçak kanatlarının içindeki payandalara çok benzer şekilde içlerinde kafes benzeri takviyelere sahiptir.

Bütün kuşların bu kadar içi boş kemikleri yoktur. Yüzme kabiliyetlerini azaltmak ve dalışı kolaylaştırmak için, loons ve auklets gibi bazı dalış kuşlarının nispeten daha ağır ve sağlam kemikleri vardır.

Hava Kesecikleri

Akciğerlere ek olarak, kuşlar, akciğerlerle bağlantılı aksesuar olarak bir hava kesesi sistemine sahiptir. Bu hava keseleri genellikle vücutları boyunca dallanır ve içi boş iç kısımlarını işgal etmek için sıklıkla vücudun daha büyük kemiklerine girer. Bu hava kesesi sistemi kesinlikle ağırlığı azaltmaya katkıda bulunurken, daha önemli katkıları olduğuna inanılıyor. Hava kesesi sistemi, akciğerleri bir süper şarj cihazı olarak destekliyor ve oksijen kullanımını artırıyor.

Ayrıca hava keseleri su kuşları için yüzdürme sağlar. Yüzen türler, hacmi yüzme veya dalış için kontrol edilebilen, özellikle büyük abdominal ve torasik hava keselerine sahiptir.

Hava keseleri ayrıca kuşun hızlı ve çok ısınan metabolizması için bir soğutma sistemi görevi de görür. Örneğin, uçan bir güvercinin hava girişinin dörtte birini nefes almak için ve dörtte üçünü soğutma için kullandığı tahmin edilmektedir.

Sinir Sistemi Ve Duyu Organları

Kuşların metabolizmaları çok yüksektir. Benzer büyüklükteki sürüngenlere göre otuz kat daha fazla enerji tüketebilirler. Metabolizma düzeylerine çeşitli faktörler katkıda bulunur. Dünyadaki milyonlarca hayvan arasında, kuşlar en yüksek çalışma sıcaklıklarını geliştirmişlerdir. Ortalama vücut sıcaklıkları 42 ° - 43.5 °C arasındadır. Kuşlar yoğun bir yaşam sürerler haliyle metabolik "motorları" her zaman sıcaktır ve harekete geçmeye hazırdır.

Kuşlardaki yüksek sıcaklığın arkasında bazı ilginç anatomik ve fizyolojik iyileştirmeler yatmaktadır. Kuşlar, enerji açısından zengin bir diyet yemenin yanı sıra, yiyeceklerini hızlı, verimli ve yüksek miktarlarda işleyen sindirim ekipmanlarına sahiptirler. Genç sedir balmumu’nun  beslendiği meyveler, on altı dakika gibi kısa bir sürede sindirim sistemlerinden kanatlarına geçer. Tünemiş diğer kuşların yiyecekleri vücutlarından geçirmeleri bir buçuk ila iki saat sürebilir.

Kuşların boşaltım sistemi de son derece verimli ve hızlıdır. Böbrekleri, benzer memelilere göre kabaca iki kat daha büyüktür. Devekuşları dışında idrar kesesi yoktur. İdrar kesesinin yokluğu, depolanan idrar olmadığından ağırlığı azaltarak uçuşa yardımcı olur. Kuşların idrarlarını boşaltmak için üretraları yoktur.

Kuşların kardiyovasküler sistemleri son derece etkilidir ve kuşların, memelilerin tahammül edebileceğinin çok ötesinde kardiyopulmoner streslere dayanmalarını sağlar. Memeliler gibi kuşların da dört odacıklı bir kalbi vardır. Boyutlarına göre büyük, güçlü ve çok hızlı bir kalp... Kuşlar için dünya rakım rekoru, bir uçağın jet motoruna yaklaşık 11.000 metrede (36.000 fit) çekilen bir Ruppell's grifon (Benekli akbaba - Gyps rueppellii) tarafından tutuldu. Akbaba kuşkusuz pasif bir şekilde süzülüyor olsa da, eşdeğer büyüklükteki hiçbir memeli o yükseklikte bilinçli kalmaya bile yetecek kadar hava soluyamazdı.

Kuşlar ayrıca memelilerde bulunan ortalama iki kat daha fazla kan şekeri konsantrasyonuna sahiptir. Bu yüksek kan şekeri, daha fazla miktarda aktiviteyi destekler.

Kuşların solunum sistemi, karmaşık bir akciğer ağı ve özel hava keselerinden oluşmaktadır. Bu benzersiz sistem, büyük miktarlarda oksijen sağlayarak hızlı metabolizmaları için bir süper şarj cihazı görevi görür. İnsanların akciğerleri vücut hacminin yaklaşık yüzde 5'ini oluştururken, bir ördeğin solunum sistemi vücut hacminin yaklaşık yüzde 20'sini oluşturur

(% 2 akciğer ve% 18 hava kesesi).

Kuşların ter bezleri yoktur, sadece solunum sistemleri ve açıkta kalan derileri yoluyla ısı kaybederler. Isınan metbolizmalarını soğutmak için çoğu kuş nefes alır-verir ve bu önemli bir ısı kaybı şeklidir. Ek olarak, tüm kuşlarda olmasa da çoğu kuş, sıcağa maruz kalma sırasında boğaz bölgesini çırparak, boğazın mukozasında ısı kaybına neden olur. Bu boğaz sarsıntısı, örneğin tavuklardaki ısı kaybının yüzde 35'ini oluşturabilir.

Son olarak, kuşlar oldukça gelişmiş bir merkezi sinir sistemine ve hızlı sinir uyarılarına sahiptir. Kuşlar oldukça görsel hayvanlardır; uçmak için var olmuşlardır. 

Kuşların gözlerinin önemi, boyutları ile anlaşılır; tüm hayvanlar ile oranlandığında, vücuda göre en büyük gözler kuşlarınkilerdir. Bazı şahin ve baykuşların gözleri insan gözleri kadar büyüktür. Bazı baykuşlarda gözler, başın toplam ağırlığının üçte birini oluşturur. Sığırcıklarda gözler baş ağırlığının yüzde 15'ini oluşturur; insanlarda sadece yüzde birdir. Çoğu yönden, kuş gözünün yapısı memelilerinkine benzer. Kuşların gözleri, yirmi yaşındaki bir insanın gözleri ile kıyaslandığında ışığa yaklaşık iki kat daha fazla uyum sağlayabilir.

Kuş görüşünün keskinliği ile ilgili birçok tartışma süregelmiştir. 

Kuşların görüşünün genel olarak, insan görüşünden daha iyi olduğu görünüyor, ancak istisnalar da var. Bir akbaba, en az insanlar kadar keskin bir şekilde görür, oysa bir tavuk, insanlara oranla yalnızca yirmi beşte bir görüşe sahiptir. Şahinler ve ötücü kuşlar yaklaşık iki buçuk kat daha keskin görürler. 

Kuşlar ayrıca retinadaki reseptör hücrelerinin yoğunluğu nedeniyle loş ışıkta insanlardan daha iyi görürler. Peçeli baykuşlar, 0.00000073candela* aydınlanma şiddetinde iki metreden bir nesneyi görebilirler. Bu, bir kişinin 1,6km öteden, bir kibrit ışığında bir nesneyi görmesine eşdeğerdir.

Tünemiş küçük bir kuşun beyni, aynı vücut ağırlığındaki bir kertenkelenin yaklaşık on katı ağırlığındadır. Kuşlardaki serebral hemisferler, memelilerde olduğu gibi büyük ve iyi gelişmiştir, ancak serebrumdaki karmaşık davranışın konumu ikisinde farklıdır. Bir memelinin beynine, öğrenme kapasitesi yüksek olan serebral hemisferlerin üst tabakası hakimdir. Kuş beynine, öğrenme kapasitesinden yoksun olan beyin yarım küresinin ortası hakimdir. Dolayısıyla memeliler genel olarak davranışı öğrenirken, kuş davranışı içgüdüsel ve basmakalıp olma eğilimindedir. Bu muhtemelen çok iyi bilinen "kuş beyni" ifadesinin temelidir.

Yumurtaların Döşenmesi

Bütün kuşlar kabuklu yumurta bırakır ve onları vücutlarının dışında kuluçkaya yatırır. Yumurtalar, devekuşları için 25 santimetre (10 inç) uzunluğundan sinek kuşları için yalnızca 8,5 milimetre (0,3 inç) uzunluğa kadar değişir. Daha küçük kuşlar, daha büyük kuşların yumurtalarına göre vücut ağırlığıyla orantılı olarak daha ağır yumurtalar bırakırlar. Sinek kuşları vücut ağırlıklarının yüzde 15'i kadar yumurtalar, devekuşları ise vücut ağırlıklarının sadece yüzde 2'si kadar olan yumurtalar bırakır.

Uçamayan kivi, vücut ağırlıklarının yüzde 25'i kadar büyük bir yumurta bırakır.

Ayrıca bkz. Phylogenetic Relationships of Major Groups.

Stephanie A. Lanoue

*Candela: Uluslararası aydınlatma-şiddeti birimidir.

[Çeviri : Özgün SİPAHİOĞLU]

Kaynakça 

Ehrlich, Paul R., David S. Dobkin, and Darryl Wheye. The Birder's Handbook: A Field Guide to the Natural History of North American Birds. New York: Simon and Schuster, 1988.

Faaborg, Janus. Ornithology: An Ecological Approach. Upper Saddle River, NJ: Prentice Hall, 1988.

Forshaw, Joseph, ed. The Encyclopedia of Birds, 2nd ed. New York: Facts on File, Inc., 1998.

Gill, Franklin B. Ornithology, 2nd ed. New York: W. H. Freeman and Company, 1995.

Kaufman, Ken. Lives of North American Birds. New York: Houghton Mifflin, 1996.

Koeppel, Dan. "Eureka! An Antpitta!" Audubon 100 (1998): 96-101.

Natural History of North American Birds. New York: Simon and Schuster, 1998.

Proctor, Noble S., and Patrick J. Lynch. Manual of Ornithology. New Haven, CT: Yale University Press, 1993.

Van Tyne, Josselyn, and Andrew J. Berger. Fundamentals of Ornithology. New York: John Wiley and Sons, 1976.

Welty, Joel Carl, and Louis Baptista. The Life of Birds, 4th ed. Orlando, FL: Harcourt Brace Jovanovich, 1988. Animal Sciences Lanoue, Stephanie A.


0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış...

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş yap