John Dumbaker Papua yeni gine de bulunan ormanlara cennet kuşlarını incelemeye gitti.
Yeni gine yapısı, % 70’ine yakın bir bölümü ve yüksekliği fazla olan adalar tropikal ormanlarla kaplıdır. Şiddetli yağışlar ormanların çok sık olmasına yol açmış ve buna mukâbil tarıma müsâit toprakların azalmasına sebebiyet vermiştir. Ormanlardaki ağaçlar çok çeşitlidir. Genellikle yüksek bölgelerde daha çok meşe, kayın (ak gürgen), funda ve kozalaklı ağaçlar yetişir. Papua Yeni Gine’nin hayvanları hemen hemen Avustralya’nınki ile aynıdır. Keseli hayvanlar çoğunluğu teşkil eder. Ayrıca birçok cinste sürüngene her tarafta sık rastlanır. Ülkede çeşitli cinste kuş mevcuttur. Her biri birbirinden farklı, rengarenk kuşlar ülke ormanlarının en ilgi çeken hayvanlarıdır. Bunların arasında hiç şüphesiz devekuşu ve papağanın ayrı bir yeri vardır ama asıl mesele Pitohui dir.
Papua Yeni Gine, biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en zengin kabul edilen bölgesinde yer alır. ‘Mercan Üçgeni’ adı verilen bu bölge Filipinler, Endonezya ve Malezya arasında bulunur. Son 10 yıl içinde, Papua Yeni Gine’yi çevreleyen okyanuslarda aralarında papaz balığının da (Chrysiptera cymatilis) olduğu yeni 33 balık türü keşfedildi. Görünüşüyle görenleri etkileyen mavi papaz balığı, Yeni Gine’nin hiç bozulmamış kayalıklarına sahip Milne Körfezi’nde tespit edildi.
Evet şimdi Yeni gineyi tanıdıktan sonra John ve Pitohui e gelelim. California bilimsel akademisinden olan John buraya cennet kuşlarını incelemeye gelmiştir. Bir çok farklı kuş ilgisini çekmiş ama o başına ne gelecek henüz bilmiyordu. Kuşları incelemek için tuzaklar kurdu, istediklerini elde ediyordu ta ki hiç görmediği bir kuşun ağa takılması ile hayatı değişti ve dünyanın en büyük keşfine imza attı. Ağına takılan bir Pitohui dichrous oldu. Başta ne olduğunu anlamadı çünkü daha önce görmediği bu türü ağdan kurtarmak için eline aldı , kuş John un elini gagalamaya ve pençelemeye başladı, tabi bunlar normal olan şeylerdi fakat John bir acı hissetmeye başlamıştı elinde ve elini diline sürdü , bu sefer de dili yanmaya başladı ve ne olduğunun farkına bir türlü varamadı. Daha sonra orada bulunan yerlilere neler olduğunu sordu ve yerlilerin bu kuştan uzak kaldığını ve hiç bir zaman yemediklerini duydu. John bunun ilginç bir durum olduğunu anlayarak yanına bir kaç Pitohui alarak Amerikaya döndü. Burada Ulusal sağlık enstitüsünde çalışan arkadaşı kimyager john daly bu kuşlar üzerinde araştırma yapması için verir . İlerleyen zaman içerisinde şüpheler doğru çıkar ve kuşun zehirli olduğu anlaşılır. Fakat asıl mesele şu ! Zehir bezi yoksa nasıl olur da kuş zehirli olur ?
Aslında en önemli mesele ve kafa karıştıran da bu , peki nasıl ?
Canlının yaşam alanı ve tarzı diyet i incelendiğinde herşey ortaya çıktı !
Pitohuilerin diyetini oluşturan bir çok küçük canlı var ama bunların içerisinde en önemli olanları Dendrobates tinctorius ( Zehirli ok kurbağası) ve Melyrid böcekleri dir.
Bilindiği üzere Zehirli ok kurbağalarının zehirleri eski zamanlardan günümüze hem avlanmak hemde savunma amaçlı kullanılmakta. Pitohuiler bu canlıları yediklerinden zehirleri bedenlerinde toplanmakta ve vücut üzerinden tüylere geçmektedir. Böylece dünyanın ilk ve tek kuşu olmaktadır.
Fotoğraflar:
ebird
wikipedia