Hypericum byzantinum

  1. Anasayfa
  2. Hypericum byzantinum

Hypericum byzantinum

Hypericum perforatum subsp. byzantinum (Bitinya Sarı Kantaronu / Bizans Kantaronu)

1. Genel Bilgiler ve Taksonomik Konum

Hypericum perforatum subsp. byzantinum, Hypericaceae (Kantaroniller) familyasına ve Hypericum (Kantaron) cinsine aittir. Bilimsel adının sonundaki "(Boiss.) N.Robson" kısaltması, bu alt türün ilk olarak Pierre Edmond Boissier tarafından tanımlandığını ve daha sonra David N. Robson tarafından alt tür olarak sınıflandırıldığını gösterir. Bu alt tür, tıbbi bitkiler arasında en bilinenlerden olan Sarı Kantaron (Hypericum perforatum)'un bir alt formudur.

  • Alem (Kingdom): Plantae (Bitkiler)
  • Şube (Phylum): Angiospermae (Çiçekli Bitkiler)
  • Sınıf (Class): Eudicots (İki Çenekliler)
  • Alt Sınıf (Subclass): Rosids (Rosidler)
  • Takım (Order): Malpighiales
  • Familya (Family): Hypericaceae (Kantaroniller)
  • Cins (Genus): Hypericum (Kantaron)
  • Tür (Species): Hypericum perforatum (Sarı Kantaron)
  • Alt Tür (Subspecies): Hypericum perforatum subsp. byzantinum (Bitinya Sarı Kantaronu)

Coğrafi Dağılım ve Türkiye'deki Durumu

Hypericum perforatum subsp. byzantinum, doğal olarak Türkiye'nin kuzeybatı bölgelerine ve Kafkasya'ya özgü bir alt türdür. Bu, onun dar bir yayılış alanına sahip olduğunu ve bölgenin flora zenginliğinin bir parçası olduğunu gösterir.

Türkiye florası için bu alt tür, özellikle Marmara ve Batı Karadeniz bölgelerindeki ormanlık alanlarda, orman kenarlarında, yol kenarlarında ve açık yamaçlarda yaygın olarak bulunur. İstanbul'da da kentin ormanlık alanlarında ve yeşil bölgelerinde bu alt türe rastlamak mümkündür. Genellikle deniz seviyesinden 1500 metreye kadar olan yüksekliklerde yetişir.


2. Temel Fiziksel ve Morfolojik Özellikler

Bitinya Sarı Kantaronu, ana tür olan Hypericum perforatum'a (Sarı Kantaron) benzer özellikler taşımakla birlikte, alt tür bazında bazı küçük morfolojik farklılıklar gösterebilir:

  • Büyüme Şekli: Genellikle 30 ila 90 santimetre boylarında, çok yıllık otsu bir bitkidir. Ana tür gibi dik büyür ve genellikle dallanmıştır. Gövdesi tipik olarak iki belirgin kenara sahiptir, bu da onu birçok diğer otsu bitkiden ayırır.
  • Yaprak Morfolojisi: Yapraklar karşılıklı (opposite) dizilimli, sapsız, oval veya dikdörtgenimsi şekillidir. En belirgin özelliği, yapraklarda ışığa tutulduğunda görülebilen saydam (pellucid) bez noktacıklarının bulunmasıdır. Bu saydam bezler, uçucu yağlar içerir ve yapraklara "delikli" bir görünüm verir. Bazı örneklerde yaprak kenarlarında ve altında küçük siyah bezler de bulunabilir.
  • Çiçek Morfolojisi: Çiçekler parlak altın sarısı renktedir. Gövde ve dalların ucunda, genellikle gevşek salkımlar halinde bulunur. Her bir çiçekte beş çanak yaprağı ve beş taç yaprağı vardır. Taç yaprakları üzerinde, ana türde olduğu gibi, siyah bez noktaları bulunabilir. Çok sayıda (genellikle 50-70 adet) erkek organ (stamen) bulunur ve bunlar belirgin bir şekilde uzundur, genellikle üç demet halinde gruplanmıştır. Dişi organ (pistil) ise genellikle üç ila beş stil içerir. Çiçeklenme dönemi Mayıs ayından Eylül ayına kadar sürer.
  • Meyve Özelliği: Meyve, olgunlaştığında açılan, üç ila beş odacıklı bir kapsüldür. Tohumları küçüktür ve genellikle siyahımsıdır.

Ahmet Taşçı – Yaban Hayatı Bilimcisi'nin görüşleri: "Hypericum byzantinum olarak bilinen bu alt tür, Sarı Kantaron'un kimyasal ve morfolojik özelliklerini paylaşırken, coğrafi yayılışıyla kendine özgüdür. Özellikle Marmara ve Karadeniz'in batı kesimlerindeki doğal habitatlarında oldukça yaygındır. Bitkilerdeki bu tür alt tür ayrımı, hem evrimsel süreçleri anlamak hem de biyoçeşitliliği doğru şekilde sınıflandırmak açısından önemlidir."


3. Ekolojik ve Biyolojik Önemi

  • Habitat Tercihi: Hypericum perforatum subsp. byzantinum, genellikle açık ormanlık alanlar, orman kenarları, çalılıklar, otlaklar, yol kenarları ve boş araziler gibi güneşli veya yarı gölgeli alanları tercih eder. İyi drene edilmiş, hatta biraz bozulmuş topraklarda bile yetişebilir. Bu adaptasyon yeteneği, onun farklı çevre koşullarına uyum sağlayabildiğini gösterir.
  • Ekolojik Rolü: Parlak sarı çiçekleri, başta arılar olmak üzere çeşitli böcekleri cezbederek ekosistemdeki tozlaşmaya katkıda bulunur. Kök sistemi, bulunduğu alanlarda toprak erozyonunu azaltmaya yardımcı olabilir.

4. İnsanlarla Etkileşim ve Kullanım Alanları

  • Zehirli Mi? Yenilebilir Mi? Hypericum perforatum subsp. byzantinum, ana tür Hypericum perforatum gibi, hiperisin ve hiperforin gibi biyoaktif bileşikler içerir. Bu bileşikler, özellikle yüksek dozda tüketildiğinde veya yoğun güneşe maruz kalındığında açık renkli hayvanlarda (ve nadiren hassas cilde sahip insanlarda) fotosensitizasyona (güneşe karşı aşırı duyarlılık) neden olabilir. Bu nedenle, kontrolsüz tüketiminden ve dahili kullanımından kaçınılmalı, tıbbi amaçlar için profesyonel gözetim altında kullanılmalıdır. İnsanlar için yaygın bir yenilebilir bitki değildir.
  • Tıp ve Eczacılıkta Kullanımı: Bu alt türün, ana tür olan Hypericum perforatum ile benzer kimyasal bileşime ve potansiyel tıbbi özelliklere sahip olması muhtemeldir. Geleneksel tıpta ve modern fitoterapide hafif ve orta dereceli depresyon, anksiyete, sinirsel rahatsızlıklar için kullanılan Sarı Kantaron (St. John's Wort) ürünlerinin içeriğinde bulunabilir. Ayrıca yara iyileştirici, antienflamatuvar ve antiseptik özellikleri nedeniyle harici olarak da (kantaron yağı gibi) kullanılabilir. Ancak, alt tür bazında özel klinik çalışmalar genellikle nadirdir ve çoğu araştırma ana tür üzerinde yoğunlaşır.
  • Diğer Kullanım Alanları:Araştırma: Kimyasal içeriği ve potansiyel biyolojik aktiviteleri nedeniyle fitokimya ve farmakoloji alanında araştırmalara konu olmaktadır.
  • Biyoçeşitlilik: Doğal yaşam alanlarında, özellikle Kuzeybatı Türkiye'nin ekosistemlerinde biyoçeşitliliğin bir parçasıdır.

5. Koruma Durumu

Hypericum perforatum subsp. byzantinum, ana türün genel yaygınlığı ve adaptasyon kabiliyeti göz önüne alındığında, genellikle küresel düzeyde tehdit altında olan bir tür olarak kabul edilmez. IUCN Kırmızı Listesi'nde "En Az Endişe Verici" (Least Concern) kategorisinde yer alır.

Türkiye'deki doğal popülasyonları için genel bir tehdit olmamakla birlikte, habitat kaybı (kentleşme, tarım faaliyetleri), kirlilik veya aşırı toplama gibi yerel baskılar bazı bölgelerde popülasyonları olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, türün ve doğal habitatlarının korunması, yerel biyoçeşitliliğin sürdürülebilirliği için önemlidir.


Bilgi ve Araştırma: Ahmet Taşçı – Yaban Hayatı Bilimcisi

Kaynaklar

  • Plants of the World Online (Kew Gardens)
  • Flora of Turkey and the East Aegean Islands (P.H. Davis)
  • Euro+Med PlantBase
  • IUCN Kırmızı Liste
  • Akademik Yayınlar ve Herbaryum Kayıtları


0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış...

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir. Giriş yap