Kurbağalar ve sürüngenler doğada kendi yaşamlarını süren, insanla ortak çıkar ilişkisi (beslenme v.b.) olmayan ve normalde insana zararı dokunmayan hayvan gruplarıdır. Kurbağalar ve sürüngenlerin besinlerinin büyük bir grubunu sivrisinek, karasinek, danaburnu, örümcek, solucan, fare, sıçan gibi omurgasız ve omurgalı hayvanlar oluşturmaktadır. Bundan dolayı bazıları tarımsal faaliyetlere ve insana zararlı olan bu omurgasız ve omurgalı hayvanların aşırı çoğalmasını engeller. Aynı zamanda bu hayvanlar bazı kuşlar ve memelilerin besinlerini oluşturarak besin zincirinde önemli bir yere sahiptirler. Doğada bu hayvanlara en çok zararı, diğer gruplara da olduğu gibi insan vermektedir. Görünüşleri, vücut yapıları ve özellikle de poikilotherm (vücut ısısını dış ortamdan sağlayan) canlılar olması nedeniyle ele alındıklarında vücutlarının soğuk olması sebebiyle insanlar tarafından genellikle sempati ile karşılanmazlar. Diğer bazı hayvanlara gösterilen ilgi ve hassasiyet bu hayvanlara gösterilmediği gibi insanlar tarafından görüldükleri yerde öldürülmekte ya da yaralanmaktadırlar.
Genellikle toprak altında, taş ve kaya altlarında, bitkisel objelerin altında ve içinde gizli yaşam sürmeyi tercih eden kurbağa ve sürüngenler hakkında bilgilerimiz çok azdır. Ne yazık ki bu hayvanlar hakkında edindiğimiz bilgilerin önemli bir kısmı da kulaktan dolma ve bir bilimsel temelden yoksundur. Tam olmayan gözlemlere dayalı olan, hem amfibiler hem de sürüngenlere yönelik olarak çok eski zamanlardan beri doğru olmayan bilgiler türetilmiştir. Bütün bunlara insanoğlunun geniş hayal gücünü eklediğimizde gerçeğinden çok farklı olan yanlış bilgilerin, kulaktan kulağa yayıldığı görülmektedir. Aslında bu hayvanlarla ilgili olarak Türkiye’de 1960’lı yıllarda başlayan ve günümüze kadar devam eden akademik çalışmalardan elde edilen bilgiler ve literatür bilgisi Türk bilim adamlarının yayınlarında yer almıştır (Başoğlu ve Baran, 1977; Başoğlu ve Baran 1980; Özeti ve Yılmaz, 1994; Baran ve Atatür, 1998; Baran, 2005; Tok, 2012; Tok, 2013). Gerek arazi çalışmaları sırasında gerekse bazı vesilelerle yaptığımız sohbetlerde bu yayınlardan yararlanmanın çeşitli sebeplerle (kitap okuma alışkanlığının azlığı, söz konusu yayınlara ulaşmadaki güçlük) yeterli düzeyde olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle yukarıda belirtilen kaynaklarda yer alan bilgileri sizlerle paylaşıyoruz.
Kaynak : http://www.herpamura.org/