Karasal Yosunlar

  1. Anasayfa
  2. Karasal Yosunlar

Karasal Yosunlar

Başımızın üstündeki damlarda, bahçe duvarlarında, kaldırım çatlaklarında, kayalıklarda, kısaca bir çok yerde bulunurlar; etrafımız yosunlarla kaplıdır desek bu pek yanlış olmaz. 

Genellikle gözden kaçan bu minik bitkiler inanılmaz özelliklere sahiptir. Sıcak çöllerden nemli mağaralara kadar, aşırı koşullarda hayatta kalabilirler ve dünyanın dört bir yanındaki biyoçeşitliliğe sahip habitatlarda önemli bir rol oynamaktadır.

Yosun türleri

Turba yosunu (Sphagnopsida)

Bazen turba yosunu veya sphagnum yosunu olarak da bilinen Sphagnopsida, inceleyeceğimiz ilk yosun grubudur. Nemli, bataklık benzeri bölgelerde yaşayan ve sıklıkla büyük, süngerimsi yığınlar oluşturan çok sayıda yosun bu kategorinin bir parçasıdır. Bu yosunlar, toprağı iyileştirmek için sıklıkla malç olarak kullanılır, ancak aynı zamanda toprağı asidik hale getirebilir. Yaban mersini ve kızılcık gibi asitlerde gelişen bitkilerin genellikle turba yosununun yanında büyüdüğü görülür. Turbaya dönüşebilen çeşitli bitki türlerinden biri turba yosunudur. Turbanın birçok kullanımından biri, evleri ısıtmak için bir yakıt ikamesidir. Gerçekte turba, Avrupa'nın bazı bölgelerinde binlerce yıldır bu amaçla toplanmış ve kullanılmıştır.

Andreaeopsida (Kaya yosunu veya Fener yosunu)

Bir sonraki sınıf olan Andreaeopsida, fener yosunları veya kaya yosunları olarak da bilinir ve kayaların üzerinde yetişir. Çok sayıda tür kümeler halinde büyür ve siyah renklidir. Bitkinin bir kısmının fenere benzeyebileceği ve kayaların üzerinde büyüdüğü düşünülürse “kaya” ve “fener” isimlendirilmeleri uygundur. Andreaeopsida'nın üyeleri, yüksek enlemlerde ve soğuk ortamlarda büyüyüp gelişebilir.

Polytrichopsida

Polytrichopsida, zorlu ortamlarda gelişebilen öncü bir bitki ailesidir ve anlatacağımız üçüncü yosun grubunu oluştururlar. Sel veya yangın gibi bir felaket olduğunda, bölgede ilk olarak öncü türler olarak ortaya çıkarlar. Bu kategori, dünyanın en uzun yosunu Dawsonia superba'nın yanı sıra küçük ve büyük türler de dahil olmak üzere geniş bir türe sahiptir.

Bryopsida

Tüm yosun türlerinin %95'ini oluşturan en büyük yosun grubu olan Bryopsida, bakacağımız son yosun grubudur. Bu grup çeşitlidir, ancak hepsi ortak bir özellik olarak dişli bir spor kapsülünü paylaşır. Ne? Kapsül, yalnızca dağılan ve yeni yosunlara dönüşen sporu korumaya yarar. Sporların dağılma zamanı geldiğinde, bu spor kapsüllerinin üzerindeki “diş halkası” dağılmalarına yardımcı olur.

Yosunların Yaşam Döngüsü

Nesil münavebesi olarak bilinen haploid gametofit ve diploid sporofit, yosunların yaşam döngüsü boyunca birbirini izler. Erkek ve dişi gametofitler tarafından üretilen haploid gametler, daha sonra diploid sporofite dönüşen bir zigot oluşturmak için birleşir. Sporofitin ürettiği haploid sporlar daha sonra haploid gametofite dönüşür.

Genellikle gözden kaçan bu minyatür bitki, göründüğünden daha fazla özelliğe sahiptir.

En eski bitkilerdir

Yosunlar, spor üreten, sapları ve yaprakları olan, ancak gerçek kökleri olmayan çiçeksiz bitkilerdir. 

Yosunlar ve kuzenleri , bitkiler aleminde Bryophyta (bryophytes) olarak sınıflandırılır.

450 milyon yıl öncesine dayanıyorlar ve bir dizi sert iklim değişikliğinde hayatta kaldılar ve geliştiler. 

15.000 – 25.000 türden oluşan, her kıtada vardırlar, güneş ışığını enerji için kullanan bu bitkiler, farklı bir çok türü ile her ekosistemde vardırlar. 

Bitkiler dünyası arasında, briyofitler, yalnızca anjiyospermler olan çiçekli bitkiler (350.000 tür) tarafından geçilen en çeşitli ikinci gruptur.

Kökleri yoktur

Diğer bitkilerin çoğunun aksine, yosunların kökleri yoktur. 

Bunun yerine küçük tüy benzeri yapılar olan rizoidleri vardır. Başlıca işlevleri, bitkiyi kayaya, kabuğa veya toprağa tuttunmasını sağlamaktır. Bu nedenle, kökler olmadan, bazı yosunlar rizoitlerden besinlerini emer ve oldukça emici yüzeyleri aracılığıyla yağmurdan ve çevrelerindeki sudan nem ve mineraller çeker.

Göründüklerinden daha sağlamdırlar 

Yosunlar, soğuk karlı hatta donmuş alanlar, dağlardan kavurucu sıcak çöllere kadar pek çok farklı ortamda yetişir. 

Adaptasyon aralıkları nedeniyle, dağ yamaçlarındaki kayalık çıkıntılar gibi bir çok türün yaşanmaz olan alanları yaşamak için işgal edebilirler. 

Farklı türler aşırı koşullarda hayatta kalmak için adapte olmuştur. Çalışmalar, fotosentez yapabilecekleri (güneş ışığından gelen enerjiyi yiyeceğe çevirebilecekleri) en düşük sıcaklığın -15ºC, en yüksek sıcaklığın ise 40ºC civarında olduğunu göstermiştir. 

Çayırlar veya çöller gibi sıcak ortamlarda, yosunların ısıyı tolere etmesinin bir yolu da uykuda kalmasıdır. Kuruduklarında, hidratlandıklarından çok daha iyi ısıya dayanabilirler. 

Hatta bazı yosunların kuruduklarında 100ºC'lik yüksek sıcaklıklara ve -272ºC'lik düşük sıcaklıklara dayanabildikleri bilinmektedir. 

Emici özellikleri

Yosunlar, kılcal boşluklarını suya tutunmak için kullanarak sünger gibi işlev görürler. 

Yağmuru emmeye, aşağıdaki toprakta nemi korumaya ve etraflarındaki koşulları nemli tutmaya yardımcı olurlar. Bu, bataklıklar ve ormanlık alanlar gibi çevrelerindeki diğer bitkilerin gelişmesini sağlar. 

Yosunlar ayrıca yeni ekosistemlerin gelişiminde hayati bir rol oynar. Bir alanın ormansızlaşması veya orman yangınlarından etkilenmesi gibi, rahatsız edilmiş alanların ilk bitki kolonistleri arasındadırlar  Toprak yüzeyini dengeler ve suyu tutarak yeni bitkilerin büyümesine yardımcı olurlar. 

Sıcaklık üzerindeki etkileri

Yosunlar, çevreye bağlı olarak toprağın sıcaklığını hem ısıtabilir hem de soğutabilir. 

Sıcak yerlerde, toprağı yüksek sıcaklıklardan yalıtarak ve gölgeleyerek ağaç köklerini koruyabilirler. 

Kuzey Kutbu'nda sıcaklık üzerinde zıt bir etkiye sahiptirler. Güneşin sıcaklığının yere ulaşmasını engelleyebilir ve buzun çözülme hızını azaltarak onu daha uzun süre donuk tutabilirler. 

Bazı yosunlar parlaktır 

Bazı yosunlar düşük ışık koşullarına uyum sağlamış ve hatta mağaralarda büyürken bulunmuştur. 

En iyi bilinen mağara yosunlarından biri , zümrüt yeşili renkte parıldayan ve ejderhanın altını olarak da bilinen  Schistostega pennata'dır .

Bu yosun, ışık eksikliği ile başa çıkmak için adapte olmuş ve ışımayı yaratan da bu adaptasyonlarıdır.

Protonema, bir yosun sporundan büyüyen iplik benzeri yapılardır. Protonema içinde, kloroplastlar maksimum miktarda mevcut ışığı almak için bir araya toplanır ve mercek şeklindeki hücreler ışığı odaklamaya yardımcı olur. 

Işığın bu kloroplastlardan yansıması, yeşil parlak parıltıya neden olan şeydir. 

Eğer bu yosunları yakından görmek isterseniz, Japonya'nın Hokkaido kentinde bu muhteşem yosunun bir mağarada nasıl büyüdüğünü görebileceğiniz özel bir yeride vardır.

Biyoçeşitlilik 

Biyoçeşitlilik, minyatür bitkilerden dev ağaçlara kadar, dünyadaki tüm yaşamın inanılmaz çeşitliliğidir. 

Yosunlar, dünyanın birçok bölgesinde bitki örtüsünün önemli bir bileşenidir ve nemli orman, sulak alan, dağ ve tundra ekosistemlerindeki biyolojik çeşitliliğin önemli bir bölümünü oluşturur. 

Yosun toplulukları, çeşitli organizmaların hayatta kalması için kritik olan mikro habitatlar sunar. Böceklerin yaşaması, yumurtalarını bırakması ve yiyecek avlaması için değerli barınak sağlarlar. 

Yosunlar, canlılara korunma sağlar.

Kaplumbağa gibi canlılar bile yosunların sıcaklıkları tamponlama yeteneğinden faydalanabilir. 

Kanada, Ontario'da benekli kaplumbağalar ( Clemmys guttata ) kışı Sphagnum adı verilen bir yosun türü altında barınarak geçirirler. Bu, kaplumbağaları -35ºC'ye kadar düşen karlı koşullarda hayatta kalmaları için bu yosunların altlarını tercih eder. Bu tür yosunları İngiltere'de de görebilirsiniz. Sphagnum yosunları, fundalıkların ve bataklıkların zemininde süngerimsi halılar oluşturur ve turba bataklıklarının oluşumunda hayati bir rol oynamaktadırlar.

İnsan içinde zor şartlar altında hayat kurtarıcıdırlar, ısınmak, barınmak ve su bulmak içinde idealdirler. Ayrıma hava kalitesi içinde önemli bir yere sahiptirler.


Ahmet TAŞÇI


Kaynaklar:https://www.kew.org/ - https://www.geeksforgeeks.org/

Fotoğraflar:pixabay

Türkiye Yaban Hayatı

Katılma Tarihi: 2019-09-04 20:35:05