Dağcılık zor, birtakım tehlikeleri olan, çok zevkli ve kişiliği geliştirici bir uğraştır. Güçlü fizik ve psikolojik yapı bu uğraşıyı daha da anlamlı bir hale getirir. Yüksek irtifa dağcılığının yanında turistik amaçlı çıkış yapan birçok insan vardır. Ancak 3000 m. yükseklikte bile havanın yapısı soğuk ve dihidrasyon gibi faktörler insan sağlığını etkiler.
Aklimatizasyon (Bölge havasına ve yüksekliğe alışma) Dokuların azalmış oksijen basıncına uyum sağlamaya çalıştıkları bir işlemdir. Bu aynı zamanda kişinin tırmanma hızına kaldığı, yüksekliğe ve kişisel adaptasyonuna bağlıdır.
Hızlı yükselişte sorunla karşılaşmak kaçınılmazdır. Yükseklerde harcanan eforun tolore edilmesi güçtür. Yükseklerde hipervantilasyon nedeniyle çok fazla CO2 solunum yoluyla atılır. Yükseklerde fiziksel fonksiyonun azalmasının nedeni düşük hava basıncına bağlı oksijen yetersizliğidir.
Aklimatize olamamış kişilerde nefes almada güçlük, baş dönmesi, baş ağrısı, sersemlik, halsizlik, bitkinlik, uykusuzluk, bulantı ve kusma görülebilir. Bu belirtiler yüksek irtifalarda (4000 m. den yüksek) akciğerde, beyinde ya da vücutta sıvı birikimi (ödem), kan pıhtılaşma bozukluğu, retina da kanama ve mental bozukluklar yer almaktadır.
Deaklimatizasyon; Yükseklerde yaşayan insanların aşağı seviyelerde gösterdiği adaptasyon sorunudur. Konuşma ve yazma da bozukluk, umursamazlık, dikkatsizlik şeklindedir. Kolay kolay kızdırılamaz hasta kendini çok rahat hisseder ve uykuya meyil vardır.
Pulmoner Ödem 3000 m.nin üzerinde nadir görülür. vücut daha fazla oksijen kullanabilmek için daha fazla kan pompalar ve dağcı da dinlenmez ve daha yükseğe tırmanmaya kalkışırsa sorunlar başlar. Genellikle 2 ile 4. günler arasında başlar. Uykusuzluk ödemi arttırır. Kısa ve sık soluma, öksürük, kırmızı köpüklü balgam görülür. 21 yaşın altındakilerde daha sık rastlanır. Tedavisi istirahat, oksijen uygulaması ve idrar söktürücülerdir.
Retinal Kanama 5500 m. üzerinde retinada kanama ve görme keskinliğinde azalmaya yol açar. Kanama odakları dinlenme olmaksızın birkaç haftada iyileşir. Kar körlüğü ise ultraviyole ışığın göz yüzeyini yakmasıyla oluşur. Başlangıçta şikayet olmaz. 6-12 saat içinde kızarır ve ağrı yapar 2-3 gün içinde körlük oluşur. Tedavide soğuk kompres uygulanır ve gözler kapatılır.
Dezortasyon Alphin stilinde tırmanışlar mental ve fiziksel bozukluklara yol açar. Oksijen eksikliği, susuzluk, yetersiz beslenme ve soğuk nedenleri arasındadır. Tedavisi alçak yerlerde istirahat, uyku sırasında oksijen verilmesi ve düzenli beslenmedir. Amaç günde 2 litre idrar çıkarmak olmalıdır.
Hipotermia (Isı kaybı ve donma) Özellikle oksijen eksikliği (hipoksi) de eklenirse pek çok probleme yol açar. Başlangıçta kulakla, burun, el ve ayak parmakları gibi bölgelerde yüzeysel donma belirtileri vardır. Deri soluk ve duyarsız hale gelir. Daha fazla ısı kaybı olursa vücudun en çok ısı kaybeden bölgelerine kan akımı durur. Yükseğe çıkıldıkça kanın Viskozitesi de arttığından soluma işlemi hızlanır ve süratle donma gerçekleşir. Dokular gri-beyaz renk alır. Ağrıya duyarsızdır fakat parmakları oynatabilir. Hasta daha fazla efor harcamadan kampa indirilmeli, sıvı dengesi ve vücut ısısı normale döndürülmeli. Donan kısımlar 40 derecedeki suya sokulur. Bunu yaparken kuvvetli ağrı kesiciler verilir. Vücut ısısı 28C nin altına düşerse beyin, kalp, karaciğer, böbrek gibi hayati organlarda fonksiyon kaybı görülür. Pıhtılaşma kalp ritminde bozukluk sonucu çok gelişebilir.
25 C nin altında geri dönüşü olmayan hasar görülür. Bu hastalar uyku tulumunda kendilerini ısıtamazlar. Tuluma birlikte girilebilir, ısıtıcı tozlar ve sıcak sıvılar verilebilir.
Bening Akut Dağ hastalığı Çıkılan yüksekliğe sarf edilen efora ve kişinin duyarlılığına bağlı olarak gelişir. Atlimatizasyon en önemli faktördür. Aklimatize olmayanlarda hastalığa rastlanması çok yüksek ihtimaldir. Yaş küçüldükçe hastalık ihtimali artar. Genelde kampta bekledikten 12-24 saat sonra kendini gösterir. Baş ağrısı, hızlı nabız, bulantı, kusma, iştahsızlık ve uyku bozuklukları akut dağ hastalığının belirtileridir. 4000 m. nin üstünde ise beyin şişmesinden ötürü hafıza bozukluğu, unutkanlık, basit problemleri çözememe, görme ve yürüme bozukluğu ve halisülasyon görülür. Baş ağrısı ilaçla geçmez ve nabız 100'ün üzerindedir. İdrar söktürücü kullanılması gerekir. Nabız düzelmiyorsa aşağı indirilmesi gerekir. 15 dakika oksijen verilmesi en iyi ilaçtır. Uyuma tedaviye iyi gelmez. Çünkü uykuda solunum yavaşlar ve kandaki oksijen azalır. Hastanın uyanık tutulması, yürümesi ve derin soluması sağlanır.
Malign Akut Dağ hastalığı Akut dağ hastalığının en ağır şeklidir. Akciğer ve beyin şişmesi ve göz belirtileri gibi üç sendromu vardır.
Akciğer şişmesi; oksijen eksikliği akciğerlerin küçük damarlarını sıkıştırır ve bu olayda organların şişmesine yol açar. İdrar söktürücü kullanılmaz çünkü kalp yetmezliği söz konusu değildir. Başlıca sebep hızlı çıkıştır. Belirtisini 1-4 gün içinde gösterir genç yaştakilerde risk daha fazladır. Nefes darlığı hızlı soluma göğüste sıkışma duygusu, uyurken boğulma hissi , öksürük ve dudakta morarmadır. Öksürük önce kuru sonra sulu daha sonra kanlı balgam şeklinde olur. Aklimatizasyon şarttır. Hasta efor sarf etmemeli, tuz alımından kaçınmalı. Oksijen tedavisi ve nefes darlığında morfin yapılması gerekir.
Beyin Şişmesi; Oksijen eksikliğinin beyinde yaptığı hasar şişme şeklindedir. Akut dağ hastalığına ilaveten şu belirtiler ortaya çıkar. Daimi ve şiddetli baş ağrısı, saçmalama, hafıza kaybı, muhakeme noksanlığı, halüsülasyonlar, yürürken yalpalama-düşme, el ve kol hareketlerinde koordinasyon bozukluğu. Oksijen tedavisi ve sitaroid verilir.
Göz Belirtileri; Retine kanamaları, papilla ödemi ve körlük şeklinde olabilir, hastanın aşağı indirilmesiyle genelde düzelir.
Uyku: Yükseklerde genelde ilk günlerde uyku gelmez. Yüksek irtifalarda uyku ilacı almaktan korkmayın hiçbir zararı yoktur. Dağda uykusuzluğun giderilmesi şarttır.İyi aklimatizasyon, yeterli sıvı ve elektrolit alımında uykusuzluk oluşmaz.
Gece apnesi: Çok yükseklerde meydana gelir. Uyurken nefes durmasıdır ve dağcı boğulma hissiyle uyanır. Önlem çadırın havalandırılmasıdır.
İştah: Yüksek irtifada aklimatize olunsa da gerektiği kadar besin ve sıvı alınmaz. İştah daima gereken seviyenin altındadır. Yemeye özen gösterilmelidir. Yemeklerin çeşitli besin maddesi, baharat içermesi ve kolay hazmedilir olması gerekmektedir. Yağın kazanılması zor olduğundan tatlı yiyecekler yenmelidir. Dağda mayhoş yiyeceklere karşı arzu artar. Sebebi kanın alkalen tarafa kayıp asit ihtiyacı doğurmasıdır.
Susuzluk duygusu: Yükseklere çıkıldıkça susuzluk duygusu azalır. Bu nedenle susuzluk hissedilmese de bol bol sıvı alınmalıdır.
Yorgunluk: Aşırı çaba kanda ve kaslarda laktik asit birikmesine neden olur. Laktik asit normalde enerji temini için kullanılır. Aşırı eforda laktik asidin oluşma hızı yanma hızından fazla olduğu için kaslarda birikir ve yorgunluğu sebep olur. Dinlenmekle fiziksel yorgunluk geçer.
Sindirim kanalı: Kalın barsak iyi aklimatize olunduğunda daha faal olur ve daha fazla tuvalete gitme ihtiyacı duyulur. Adeta laksatif ilaç görevi görür.
Hematolajik değişmeler: Yeteri kadar sıvı alımı olmadığında kanın yapışkanlığı artar ve kalp krizine yol açar. Olay yorgunluğun artması şeklinde ortaya çıkar.
Vücutta su tutulması: Yüksek İrtifada su ve sodyum tutma mekanizmasının harekete geçtiği tespit edilmiştir bunun sonucunda vücuttaki toplam sıvı miktarı artar ve şişme baş gösterir. Fazla tuz alınımdan kaçınmak gerekir. Vücut ağırlığının artması ile anlaşılır. Akut dağ hastalığına yol açan etkenler biridir. Bunun için hastaların yüzü şiş olur.
Akciğer damarlarında hiper tansiyon ve kılcal damarlarda geçirgenliğin artması: Akciğer atar damarlarında basınç normalin bir kaç katına çıkar. Sebep atar damarın karşısında ve akciğer kapillerinde direncin yükselmesidir. İlaveten kanda bazı maddelerin artmasıyla kılcal damarların geçirgenliği artar.
Sıvı ve elektrolit kaybı: Terleme ve solunum sıvı kaybının sebepleridir. Hava çok kuru olduğu için sıvı kaybı normalin birkaç katını bulur. Soğuk ve rüzgar bunu şiddetlendirir. Sıvı kaybı hak hacmini azaltacağı için tansiyon düşmesine ve kanın yoğunlaşmasına yol açar.
Alkolazis oluşması: Kanın altalen tarafa kaymasıdır. Bunun klor potasyum ve co2 kaybı gibi üç sebebi vardır. İstirahat ile üçüncü sebep ortadan kalkar. Alkolazisi önlemek için gereği kadar tuz, potasyum ve mayhoş içeceklerin alınması gerekir.
Kalp damar fonksiyonunda azalma: Yükseklerde kalp damar fonksiyonunda bir azalma olduğu bildirilmiş ve durum oksijen azlığının kalp kasında depresyon yapmasına bağlanmıştır. İstirahata rağmen tansiyonun normal değerinin altında seyretmesi nabzın hızlanmasıyla birlikte olup akut dağ hastalığının çıkacağına alamettir. Sabah çıkmadan önce bol kahve içilmesini tavsiye ederiz. Kafein kalbi uyararak kasılma gücünü ve atış sayısını artırır.
Öksürük: İki sebebi vardır. Birinci sıklıkla görülen üst solunum yollarının tahrişidir. Olay kuru ve soğuk havanın solunması ve rüzgarın ağiza girmesi sonucu oluşur. İkinci sebep akciğer şişmesidir. İlk devresinde öksürük kuru olup, tahriş öksürüğü şeklindedir. Hastalığın ileriki devresinde öksürük ile birlikte pembe balgam çıkar.
Larinjit ve anjin: Üst solunum yollarının kızarık şişliğine larinjit ve bademciklerin iltihabi şişmesine anjin denilir. Larinjitin belirtisi tahriş öksürüğü ve ses kısıklığıdır. Önlemek için maske kullanmak gerekebilir.
Photo: Tappasan Phurisamrit/Shutterstock
